Eskişehir ve İlçeleri Kültürel Web Tanıtım Sitesi
  Firig vadisi
 


  M.Ö. 1200 yıllarında cereyan eden Ege Göçleri sırasında Trak kökenli Frigler dalgalar halinde, Boğazlar yoluyla Anadolu'ya girerler. Hitit imparatorluğu bu tarihlerde yıkılır. Hitit çivi yazılı belgelerinin susması ile Anadolu'da M.Ö. 1200 -800 yılları arasında yaklaşık 400 yıllık bir karanlık çağ hüküm sürer. Bu dönemin sonunda Frigler, Orta  
Anadolu bölgesinde başkentleri Gordion (Polatlı-Yassıhöyük) olmak üzere güçlü bir krallık olarak tarih sahnesindeki yerini alır.
   Frig Devleti'nin antik kaynaklarda adı geçen ilk kralı, başkent Gordion'a adını vermiş olan Gordios'dur. Kral Gordios'dan sonra Frig tahtına oğlu Midas geçmiştir.Friglerin tarihleri boyunca siyasi ve kültürel açıdan en güçlü ve etkili oldukları kesim, Yukarı Sakarya Vadisi'nde Eskişehir, Afyonkarahisar ve Kütahya illeri arasında kalan, klasik dönemde Küçük Frigya olarak adlandırılan bölgedir. M.Ö. 8. yüzyıl ile M.Ö. 6. yüzyılın ilk yansı içinde bölgede bir çok Frig kale tipi yerleşmeleri kurulmuştur.
Ayrıca, yüzey araştırmaları ve arkeolojik kazılarla, verimli ovalardaki höyüklerde Frig yerleşim tabakalarının varlığıda saptanmıştır. Şarhöyük'te batı yöndeki kazı alanlarında sürdürülen çalışmalarda Frig dönemi evlerine ait taş temeller, teras duvarları çok sayıda çanak çömlek ile küçük buluntu ele geçirilmiştir.
   Kale yerleşmelerinin büyük bir bölümü, Eskişehir'in güneyindeki Dağlık Frigya Bölgesi olarak adlandırılan kesimde yoğunlaşmıştır. Bu alanın merkezinde Türkmen Dağı silsilesi yer alır. Doğusunu Seyitgazi (Nakoleia) ilçesi sınırlar. Güney ucu Köhnüş Vadisi'ne batısı Sabuncupınar Nahiyesi civarına, kuzeyi ise Gökçekısık Köyü ve çevresine kadar uzanır. Özellikle güney ve güney doğusunda derin vadiler bulunmaktadır.
   Frigler, kalelerin yanısıra, bu topraklarda adeta tek tanrı gibi taptıkları baş tanrıçaları Ana Tanrıça/Matar için göz alabildiğince uzanan doğayı sayısız denebilecek ama hep berekete, bolluğa yönelik eylemler için -ister anıtsal, ister küçük- fasad, altar ve nişlerden oluşan gizemli kült anıtlarıyla donatmıştır. Her biri Anadolu Kültür Tarihi'nin ünik birer eseri olan bu anıtlar, Frig kültür ve sanatının, kaya mimarisinin, en çarpıcı eserlerini oluşturmaktadır. Dağlık Frigya bölgesindeki Frig kültür kalıntıları, 19. yüzyılın başlarından itibaren Avrupalı gezgin ve araştırmacıların ilgi odağı olmuştur. Belli aralıklarla günümüze kadar devam eden bu araştırmalar ve kazılar sayesinde bir çok Frig kalesi ve kaya anıtı arkeoloji literatürüne kazandırılmış, Frigler'in bu bölgedeki tarihi, arkeolojik ve kültürel kimliği her geçen gün giderek biraz daha aydınlanmıştır.Yapılan araştırmalar, bölgede Frig kale tipi yerleşmeleri ve kült anıtlarının, birbirinin adeta devamı niteliğinde olan derin vadilerin çevresinde yoğunlaştığını gösterir

Frig Vadileri'nin Coğrafî Konumları
   1.Eskişehir'in güneydoğusunda, Türkmen Dağı'nın güneyindeki, Midas - Yazılıkaya Vadisi ve Kümbet Vadisi.
   2.Eskişehir'in güneyinde, Eskişehir, Afyonkarahisar ve Kütahya il sınırlarının kesiştiği, Türkmen Dağı'nın güneyindeki, Köhnüş Vadisi ve Karababa Vadisi.
   3.Eskişehir'in güneybatısında, Eskişehir ve Kütahya il sınırlarının birleştiği Türkmen Dağı'nın kuzeyindeki küçük vadilerden oluşmaktadır.
   
Ayrıca, Dağlık Frigya'mn dışında, Eskişehir'in doğusunda Sivrihisar ilçesini kuzeyden çeviren Sivrihisar Dağlan ile güneyinde Arayit Dağı eteklerindeki küçük vadilerde de son yıllarda Frig yerleşmeleri ve kaya anıtları bulunmuştur.
   Frig kale tipi yerleşmeleri, vadileri sınırlayan kayalık platolar veya düz tepeler üzerinde kurulmuştur. Deniz seviyesinden ortalama 1400-1200 m. yüksekte olan yerleşmeler, hem bulundukları vadiye hem de vadiye ulaşan yollara hakim bir pozisyona sahiplerdir. Dik ve sarp kayalardan oluşan doğal bir savunma sistemi yerleşmeleri çevreler. Rampalı bir yol ya da ana kayaya oyulmuş merdivenler ile ulaşılan yerleşmelerde anıtsal ölçekli kaya sarnıçları, silolar, merdivenler ile inilen gizli geçitler, kaya fasadları, idollü-basamaklı altarlar ve nişlerden oluşan kült anıtları, mekanlar ve kaya mezarları bulunmaktadır.
Matar Kubileyanm (Kibele) gizemli kült anıtları
   Frigler'in en yalın şekli ile Matar/Ana olarak hitap ettiği Ana tanrıça, Frig sanatında ikonografik olarak temsil edilen tek tanrıçadır. Bu durum, Frig dininde "Ana"nın tartışmasız en büyük ilahe, adeta tek tanrı olarak kutsandığını çok açık olarak gösterir. O, doğayı tüm canlılığı ve verimliliği ile simgeleyen evrensel bir niteliğe sahiptir. Frig Vadileri'nde yer alan çok sayıdaki anıtsal ya da küçük ölçekli kült anıtları da Frigler'in Ana Tanrıça'ya duydukla derin saygı ve bağımlılığın en güzel kanıtlarını oluşturmaktadır. Otantik Frig dini tapınımlarının şimdilik tek somut tanığı plan bu anıtlar, kaya fasadlan, idollü - basamaklı altarlar ve nişler olmak üzere başlıca üç gruba ayrılırlar

  Fasadlar, üçgen alınlıklı, beşikçatılı Frig megaronlarının kayaların dik yüzlerine oyulmuş ön cephesini temsil etmektedirler. Bu cephenin en önemli bölümü, içinde tanrıça heykelinin ya da kabartmasının bulunduğu kapı biçimindeki merkezî nişdir. Hemen hemen bütün anıtlarda üçgen alınlık ve cephe, geometrik ve bitkisel motiflerle bezenmiştir. Özellikle Anıtsal Fasadları, ön taraflarındaki geniş avlular, avluya açılan yan mekanlar ve galeriler ile Ana Tanrıça kültüne adanmış, büyük birer kült kompleksi olarak nitelendirmek gerekir. Bu fasad-ların en ünlüsünü Yazılıkaya - Midas Kenti 'nde, MIDAI=MlDAS adının geçtiği yazıtından dolayı "Midas AnıTI" ya da "Yazılıkaya Anıtı" olarak isimlendirilen, 17 m. yüksekliğinde ve 16.50 m. genişliğindeki anıt oluşturur.
 
   Midas Anıtı, Frig fasadlannın en büyüğü ve görkemlisidir.Ayrıca, Midas-Yazılıkaya Vadisi'nde: Areyastis Anıtı, Bitmemiş Anıt; Kümbet Vadisi'nde: Bahşayiş Anıtı; Köhnüş Vadisi'nde: Maltaş Anıtı, Burmeç Anıtı ve Aslankaya Anıtı; Kütahya'nın Tavşanlı ilçesi yakınlarında Deliklitaş Anıtı, Frig Vadileri'nin görülmeye değer, en etkileyici ve en güzel fasadlarını oluşturmaktadırlar.
   Küçük Fasadlar, Anıtsal Fasadlarla aynı mimari ve süsleme özelliklerine sahiptir. Boyutlarının daha küçük olması ve kaya yüzeyine daha sığ işlenmiş olmalarıyla Anıtsal Fasadlardan ayrılmaktadırlar.
   Midas - Yazılıkaya Vadisi'nde : Midas Şehri Küçük Anıt, Midas Şehri Sümbüllü Anıt,
    Kümbet Vadisi'nde : Kümbet - Berber İni Anıtı;
    Köhnüş Vadisi'nde : Kumca Boğaz Kapı Kaya Anıtı, Demirli Anıtı, Büyük Kapı Kaya Anıtı, Küçük Kapı Kaya Anıtı ve Döğer Asar Kaya Anıtı;
    Türkmen Dağı'nın kuzeyindeki küçük vadilerde: Kilise Mevkii Anıtı, Keskaya Anıtı, Fındık Asar Kaya Anıtı, küçük fasadların güzel örneklerini oluşturur.

   İşlevini kısaca tanrıya dua edilen, kurbanlar kesilen kutsal mahaller. olarak tanımlayabileceğimiz altarlar, sayıca daha fazla ve yaygındır. Bunlar alçak kaya kütlelerinden yontulmuş üç boyutlu kült yapılandır. Önlerindeki kaya basamakları ile tanrıçayı simgeleyen yuvarlak başlı, dörtgen gövdeli gizemli idollere ulaşılır. Anıtsal örneklerinin ön taraflarında yer alan düz platformlar, açık hava kült törenlerinin gerçekleştirildiği yerlerdir. Bunlara ait en çok ve en güzel örnekler, Yazılıkaya - Midas kentinde bulunmaktadır. Ayrıca, Köhnüş Vadisi ve Sabuncupınar yakınlarında Fındık Asar Kaya yerleşmesinde de akarlara ait çok sayıda örnek vardır.
   Kaya anıtlarının üçüncü grubunu oluşturan nişler, genellikle kayaların dik yüzlerinde, kolaylıkla ulaşılabilen yüksekliklerdeki oval veya dikdörtgen sığ oyuklardır. Arka duvarlarında tanrıça heykelciğinin ya da idolünün yerleştirildiği yuvalar yer alır Yazılıkaya - Midas kenti, Fındık Asar Kaya, Ovacık-İnli Deliktaş yerleşmesi ve Köhnüş Vadisi'nde bu nişlere ait güzel örnekler bulunmaktadır
   Frig Devleti, en görkemli çağını yaşadığı sırada M.Ö. 7. yüzyılın başlarında (M.Ö. 696 / 695) göçebe Kimmer boylarının saldırısına uğramış ve başkent Gordion yağmalanıp, yakılıp yıkılmıştır. Kral Midas bu yenilgiye dayanamayarak yaşamına son vermiştir. Yaşanan bu olaylar karşısında Frig Krallığı'nın politik gücü sona ermiştir. Ancak, bu durum geniş anlamda ele alındığında Frig egemenliğinin sonu, Frigler'in tamamen tarih sahnesinden çekilmesi demek değildir.
   Kimmerlerden kaçabilen kral ailesinin üyeleri, aynı kültür geleneklerini koruyarak Orta Anadolu'nun çeşitli yerlerinde beylikler halinde bir süre daha varlıklarını sürdürür. Kalabalık bir grup ise Yukarı Sakarya vadisinde, Eskişehir, Kütahya ve Afyonkarahisar arasında uzanan Dağlık Frigya bölgesinde yaşamlarını sürdürmeye devam etmiştir. Frig beyleri, bu topraklarda Lidya kralı Alyattes'in MÖ.. 590 yılında Med ordularına karşı giriştiği Kızılırmak seferine değin bağımsızca, bu tarihten MÖ. 547/46 yılındaki Pers istilâsına kadar da Lidya Krallığı'na bağımlı prenslikler halinde yaşamışlardır., Lidya Krallığı'nın yıkılışından sonra (M.Ö. 546/545) Frigya, iki yüz yılı aşkın bir süre Pers İmparatorluğu'nun bir parçası olmuş Kappadokya, Paflagonya ve Hellespontos ile birlikte Büyük Frigya Satraplığına bağlanmıştır
   Pers döneminde kurulmuş olan Batı Anadolu Kıyılarından başlayıp, yarımadayı batıdan doğuya baştan başa kat ederek, güneybatı İran içlerine uzanan Kral Yolu, Pers Imparatorluğu'nun bu geniş topraklar üzerinde kurduğu uzun süreli egemenliğin en önemli nedenidir. Ephesos ve Lidya başkenti Sardes'ten başlayıp, güneybatı İran'daki Susa'ya değin uzanan bu yolun bir bölümü Friya topraklarında Eskişehir'de Pessinus'dan (Ballıhisar) geçip, Sangarios (Sakarya) ırmağını aşarak doğu yönde devam eder.
   Pers egemenliğini Hellenistik Çağ izler. Bu çağ, genel olarak Pers başkentlerinden Persepolis'in M.Ö. 330'da Makedonya Kralı Büyük İskender tarafından feth edilmesi ile başlamakta ve M.Ö. 30'da Romalıların Mısır'ı ele geçirmesiyle sona ermektedir. Büyük İskender M:Ö. 334 yılında ünlü doğu seferine başlar. Bu seferin amacı, Anadolu'da Kellen dili konuşan ya da Hellen kültürünün nüfuzu altında bulunan kentleri Pers egemenliğinden kurtarmak, sonra da Pers İmparatoıiuğu'nü ele geçirerek bir Hellenleşme Siyaseti izlemekti. Bu amaç doğrultusunda Büyük İskender komutasındaki ordu M.Ö. 334 ilkbaharında Anadolu'ya girerek ilk olarak Granikos (Biga çayı) savaşında Persleri yenilgiye uğratmıştır. Büyük İskender aynı yıl Batı Anadolu'daki kentleri ele geçirdikten sonra Frigya'ya girer ve kışı Gordion'da geçirir. Burada Frigya Satrabı (valisi) olarak komutanı Antigonos Mönopthalmos'u bırakarak Asya Seferi'ne devam eder.
   Eskişehir'in tarihi, bundan sonra Anadolu topraklarında yaşanan siyasi kargaşa ve savaş ortamında Frigya'nın tarihi ile aynı seyri izler. Büyük İskender Makedonya'dan Hindistan'a kadar uzanan İmparatorluğu'nun sınırlarına ulaştıktan sonra MÖ. 323 yılında Babylon'da (Babil) ölür. Onun ölümünden sonra imparatorluğunun toprakları komutanları arasında paylaşıldı. Antigonos, içinde Frigya topraklarının da bulunduğu Küçük Asya'nın hakimi oldu. Ancak Antigonos'un M.Ö. 306' da kendini kral ilan ederek, İskender'in tüm topraklarına tek başına egemen olmak istemesi diğer komutanların da kral unvanını kullanmaya başlamalarına ve Antigonos'a karşı birleşmelerine neden oldu. Eskişehir ve çevresi, Frigya Bölgesi'nin bir parçası olarak M.Ö. 301 yılında önce Lyzimakhos'un, MÖ.281 yılında ise Selevkos'un eline geçti. Anadolu'da Selevkos egemenliğinin başladığı dönemde, daha küçük ulusal krallıklar kurulur. Bunlar Bergama, Bitinya, Pontos, Kappadokya ve Armenya krallıklandır.M.Ö. 278 / 277'de Orta ve Batı Avrupa kökenli Galat (Kelt) kabilelerinin de Balkanlar üzerinden Boğazlar yoluyla Anadolu'ya girmeleri ile bölgedeki siyasi yapı, çok karışık bir hal alır. Galatlar, Tolistobog, Tek-tosag ve Trokmiler'den oluşan üç büyük boya ayrılmıştır. Bunlar, beraberlerinde getirdikleri eş ve çocukları ile birlikte güvenlik içinde yaşayabilecekleri yerler arıyorlardı. Bergama Krallığı'nın da baskısı ile Orta Anadolu'da Yukarı Sakarya ve Orta Kızılırmak bölgesine yerleştiler. Galatlar, sonraları Galatya olarak adlandırılacak olan bu bölgeyi kendi Jralanndaliçe ayırdılar. Buna göre, Tolistoboglar, Sivrihisar yöresinde Pessinus (Ballıhisar) ile Gordion (Yassıhö-yük) çevresine; Tektosaglar, Ankara; Trokmiler ise daha doğuda Kızılırmak kavsi içinde yerleştiler.Dorylaion'dan Pessinus'a doğru uzanan yol üzerinde Troknada (Kaymaz), "Pessinus'un kuzeyindeki Germa (Babadad), Eudoksias (Yürme), Mousge (Günyüzü) ve Germia (Hamamkarahisar), Tolistobog boyunun denetimi altındaki diğer önemli merkezlerdi.
Pessinus Antik Kenti
   Sivrihisar ilçesinin 16 km güneyinde yer alır. Antik şehrin üzerinde bugün Ballıhisar köyü kurulmuştur. Burası, antik kaynaklarda Matar Dindymene, Mâgna Mater, Agdistis Dindymene denen Frig baş tanrıçasının kutsal kenti olarak ün salmıştı ve kökü en azından Frig dönemine değin uzanmaktaydı. Gerek dini, gerek ticari yönetimi rahiplerce yerine getirilen bu kent, Galatların hakimiyet alanında Galatlardan bağımsızca hareket etme özgürlüğüne sahip, Bergama krallığı ile iyi ilişkiler içinde olan zengin bir_dini merkez konumundaydı.
   Roma döneminde Eskişehir'in güneyindeki Dağlık Frigya bölgesi; Nakoleia'ya (Seyitgazi), bölgenin en önemli merkezlerinden biri olup dönemin ana ticaret yollarından biri Dorylaion'dan Nakoleia'la geçip, buradan iki değişik hat takip ederek Apameia (Dinar) ve kıyıya ulaşmıştır. Bölgede Roma dönemine ait önemli kültür kalıntıları arasında Kümbet köyünde bulunan ve Solon'un mezarı olarak adlandırılan anıtsal kaya mezarı, cephesi bezemeli kaya mezarlarından oluşan Kümbet - Köristan nekropolü, Yapıldak - Asar kaya kaya mezarları, Büyükyayla - Seyrecek nekropolü sayılabilir.
 
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol